Siber Dolandırıcılık
SİBER SUÇLAR ÖZELİNDE BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİ İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ( TCK M.158/1/f )
Bu yazımızda, gündemi ve yargı makamlarını fazlasıyla meşgul eden ve toplumda bir hayli mağduriyetlere sebep olan, Siber Suç kavramı içerisinde yer alan, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenen başta dolandırıcılık suçu olmak üzere bazı suç tiplerinden ve bilişim sistemi kullanıcılarının bu siber saldırılardan nasıl korunabileceği, olası mağduriyetler sonrasında nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hususlarından bahsedeceğim.
Bilindiği gibi gelişen teknoloji sayesinde, bilişim sistemlerinin çeşitliliği artmış ve gelişen bu bilişim teknolojisinin çok geniş kitlelere ulaşmasına paralel olarak da, tüm dünyada, bilişim sistemleri araç olarak kullanılarak işlenen suçlar da artış göstermiştir. Ülkemizde de, bilişim sistemleri kullanılarak işlenen siber suçlar ne yazık ki yargı makamlarını en çok meşgul eden konulardan biri haline gelmiştir.
Kısaca değinmek gerekirse;
Bilişim sistemleri; bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilip kullanıcıların hizmetine sunulmasında kullanılan; internet, iletişim ve bilgisayarlar dâhil bütün teknolojileri kapsamaktadır.
SİBER SUÇ ise en basit tanımı ile; özellikle internet, bilgisayar, telefon gibi bilişim araçları kullanılarak işlenen suçlardır.
Kişiler özellikle; sosyal medya platformları, arama motorları, web siteleri ve telefonlar gibi bilişim sistemleri üzerinde karşılaştıkları; sms ler, e-postalar, dijital reklamlar, elektronik satış ilanları, evden iş ilanları , yüksek getiri vaatli yatırım reklamları, sahte ödül veya çekiliş ilanları gibi yollar ile dolandırıcılık eylemlerine maruz kalabilmektedir.
Her ne kadar Bilişim Alanındaki Suçlar Türk Ceza Kanunu’nun 243 ve 246. Maddeleri arasında düzenlenmişse de, yine Ceza Kanunumuzda dolandırıcılık ve hırsızlık gibi bir çok suçun bilişim sistemleri kullanılarak işlenmesi hali ayrıca nitelikli suç olarak düzenlenmiştir.
Bu yazıda daha fazla bahsedeceğimiz, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun temel hali; TCK’nin 157. maddesinde “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlanması” şeklinde tanımlanmaktadır. Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri aynı Kanun’un 158. Maddesinde sayılmakta
olup bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi hali de dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olarak 158. Maddede sayılmış ve bu neticede failin daha yüksek bir ceza ile cezalandırılması öngörülmüştür.
“TCK 158/1 / f-) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.”
A-) Siber suçların bir türü olan siber dolandırıcılık eylemleri sıklıkla, Facebook, YouTube, Instagram, Twitter ve bu gibi yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformları üzerinden gerçekleştirilmektedir. Sosyal medya platformları aracılığıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık girişimleri genel olarak gerçekte var olmayan kişiler adına açılmış olan hesaplarla ya da gerçekte var olan bir kişi adına sahte hesap açılarak veya gerçekten kişinin kullanmakta olduğu hesabın ele geçirilmesi vasıtasıyla işlenmektedir.
B-) Bununla birlikte Dijital Reklamlar suretiyle de dolandırıcılık eylemlerinin yaygın olarak gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Bu yolla yapılan dolandırıcılıklarda genellikle reklamlara tıklandığında, mağdura, bir çekilişin kazanıldığı veya benzeri bir kazanım elde ettiği söylenmektedir. Devamında ise sözde kazanılan ürünün gönderilmesi için veya başka bir bahane ile kişilerden T.C. kimlik numaraları veya kredi kartı bilgilerinin paylaşılması veya belirli bir miktar para göndermesi istenmektedir.
C-) Bundan başka yine, kişilere bir iş vaadi veya çok para kazanılmasınısağlayacak yatırım fırsatları vaat eden dolandırıcılık yöntemleri de oldukça yaygındır. Genellikle evden çalışma yöntemi ile yapılan iş teklifleri sonucunda kişilerden öncelikle kargo veya teminat bedeli adı altında sembolik bir miktar para talep edilmekte, bu paranın mağdur tarafından gönderilmesi üzerine dolandırıcılar tarafından sistematik bir şekilde, farklı bahaneler ile daha yüksek miktarlarda paralar talep edilmektedir. Önceden yolladığı paraları en azından kurtarmak gayesi ile daha fazla para göndermeye zorlanan mağdur tam anlamıyla sistematik bir dolandırıcılık sarmalının içerisine çekilmektedir.
D-) Sıklıkla karşılaşılan bir başka dolandırıcılık yöntemi ise Elektronik Ticaret Dolandırıcılığı dır. Elektronik ticaret; 6263 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da “fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyet” olarak tanımlanmaktadır.
Bu dolandırıcılık yönteminde fail, var olmayan bir ürünün satışını veya hizmetin ilanını yapmakta ve tüketicinin iradesini etkileyecek satış teknikleri kullanarak ürün veya hizmetin satın alınmasına yönlendirme yapmaktadır. Ürün veya hizmet satın aldığına ikna edilen tüketicinin ödeme yapmasına rağmen satıcı, bedel karşılığı ürün veya hizmet yerine alıcıyı aldatarak farklı bir ürün teslim etmekte veya vaat ettiği ürünü teslim etmemekte veya hizmeti gerçekleştirmemektedir.
Burada özellikle piyasa fiyatının çok çok altında bir fiyatla satışa sunulan özellikle akıllı telefon ve bazı elektronik eşyalarla ilgili bu reklamlar, genellikle dolandırıcılık amacıyla yayınlanan reklamlar olmaktadır. Tüketicilerin alacakları ürünün, piyasa değeriyle karşılaştırmasını kesinlikle yapmaları, piyasa değerinin çok altında satışa sunulan bir ürün ile alakalı oldukça temkinli davranmaları gerekmektedir.
E-) Yine Sahte e-posta veya Sahte SMS Yöntemi de oldukça yaygın olarak gerçekleştirilmeye çalışılan bir başka siber dolandırıcılık yöntemidir. Hepimizin telefonuna veya mail adreslerine günde onlarca mesaj ve ileti gelmekte. Bu mesaj ve iletilerin gerçekliği ve doğruluğu hususunda her zaman temkinli yaklaşılması, özellikle kaynağından emin olunmayan e-posta ve sms’lere karşı her zaman şüpheli davranılması faydalı olacaktır. Örneğin;
Ödenmemiş fatura, yüksek tutarlı borç bilgileri, kişinin hesap bilgilerinin ele geçirildiği, kargo takibi vb. konularda gönderilen e-postalara ve smslere karşı dikkatli olunmalıdır. Dolandırıcılık amacı ile gönderilmiş böyle e-postalara ve smslere genellikle çok kullanılan, tanınmış firmalardan geldiği izlenimi verilmekte ve bu sahte iletiler, içerisinde yer alan linki tıklamanız ya da dosyayı indirmeniz istenerek zararlı yazılımların telefonunuza / bilgisayarınıza yerleşmesi, böylece kişisel ve finansal bilgilerinize erişilmesi amaçlanmaktadır.
Özellikle Bankaların ve köklü kuruluşların adı ve görselleri kullanılarak hazırlanan, kişilerin, kişisel ve finansal bilgilerini paylaşmalarını isteyen e-postalara cevap vermemek, içerisindeki linklere tıklamamak gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki başta bankalar olmak üzere hiçbir özel veya resmi kuruluş kişilerin kart şifresi gibi bilgilerini paylaşmalarını talep etmemektedir.
F-) Bundan başka, bir başka yaygın dolandırıcılık yöntemi olarak kullanılan Sosyal mühendislik yönteminde de fail mağduru maddi kazanç elde edeceğine çeşitli yollarla inandırmaya çalışır. Kendilerini hakim, savcı, avukat, polis, iş insanı, siyasetçi ve benzeri şekillerde tanıtan dolandırıcılar, mağduru belirli bir ücret alınması karşılığında daha fazla maddi kazanç elde edeceğine veya belirli bir cezadan kurtaracağı, hakkındaki icra takiplerini sonuçsuz bırakacağı hususlarında ikna etmeye çalışmaktadır. Bu meslek gruplarına mensup kişilerin sizinle böylesi maddi talepler amacı ile hiçbir surette iletişim kurmayacağı, bu sebeple kendisini bu şekilde tanıtarak sizden para veya başkaca bilgiler isteyen kişilere kesinlikle itibar edilmemesi gerektiği de unutulmamalıdır.
Peki birkaçından bahsetmeye çalıştığımız bu ve buna benzer dolandırıcılık girişimlerinden korunmak için kişilerin neler yapması gerekir ?
- Öncelikle kişilerin güvenilirliğine emin olmadığı şüpheli sitelere veya hesaplara karşı temkinli davranması, bu platformlarla bilgi paylaşımını kesinlikle yapmaması gerekmektedir.
- Yine kişilerin çevresindeki birinden olağan dışı bir mesaj alması durumunda, bu kişiyle doğrudan iletişime geçmesi, gerektiğinde bu kişiyi doğrudan araması veya yüz yüze konuşmayı tercih etmesi çok daha güvenilir olacaktır.
- Bunun haricinde sanal mecralarda gelen mesaj veya iletilere yanıt vermeden önce her zaman iletişimde olduğumuz kişi veya şirketin, hesabını ve kimliğini doğrulamalı, gönderenin e-posta adresine veya URL’sine dikkatlice bakmalı, söyledikleri kişi olduklarından emin olmak için kişi veya şirketle doğrudan iletişime geçerek, gerektiğinde herkes tarafından bilinen web siteleri incelenerek mesaj veya iletinin doğruluğu teyit edilmelidir.
- Yine arama motorlarında arama sonucu olarak listelenen ve genellikle üst sıralarda gösterilen FAKE sitelere dikkat edilmeli ve güvenilirliğine emin olunmayan web siteleri ziyaret edilmemelidir.
- Ve nihayet çok faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik opsiyonlarını da kullanarak hesaplarımızı güvende tutmamız gerekmektedir.
- Bunların yanında tabiki kurum ve kuruluşların da, siber suç türlerini anlayarak, bu bilgi sistemlerinin üzerindeki güçleri tanıyarak ve etkili önleme yöntemlerini geliştirerek, kötü niyetli kişilere karşı savunmalarını güçlendirmeleri, kişilerin siber suçlardan zarar görme risklerini en aza indirmek için bilgi sistemlerini koruma konusunda dikkatli ve proaktif olmaları zorunludur.
Ancak alınan bu tüm önlemlere rağmen kişilerin Siber Suç mağduru olmaları durumunda,
DERHAL EN YAKIN EMNİYET BİRİMİNE, YA DA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA MÜRACAAT EDEREK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMALARI GEREKMEKTEDİR.
SON OLARAK, ÖNEMİNE BİNAEN, KİŞİLERİN BANKA HESAPLARININ VEYA
İLETİŞİM BİLGİLERİNİN KULLANIMINI 3. KİŞİLERE DEVRETMESİ DURUMUNDA KARŞILAŞACAKLARI KÖTÜ SONUÇLARDAN DA BAHSESİLMESİ YARARLI OLACAKTIR.
Bilişim sistemleri araç olarak kullanılarak gerçekleştirilen suçların birçoğunda, faillerin, suçun işlenmesi sırasında, yakalanmamak gayesi ile başka kişilerin banka hesaplarını, kart bilgilerini, kimlik ve iletişim bilgilerini kullandıkları görülmektedir.
Siber dolandırıcılık suçunun faili; çevresinde bulunan veya çeşitli sosyal medya reklamları aracılığı ile ulaştığı kişilerin banka hesaplarını yahut başka dijital hesaplarını belirli bir ücret karşılığı kiralamakta veya çevrelerindeki bazı kişilerin banka hesaplarının kullanımını türlü bahaneler ile sağlamakta veya bu hesapları çeşitli şekillerde ele geçirmektedir.
Her şeyden önce ifade etmek gerekiyor ki, bir banka hesabının belirli bir menfaat karşılığında 3. kişinin kullanımına bırakılması başlı başına bir suç teşkil eder. 5549 Sayılı Kanun’un 15. Maddesiyle bu suç tanımlanmıştır. ÖNEMLE İFADE ETMELİYİM Kİ, BANKA HESABININ 3. KİŞİLERE BIRAKILMASI BU SUÇTAN DAHA ZİYADE TÜRK CEZA KANUNU’NDA YER ALAN PEK ÇOK AĞIR SUÇUN YAPTIRIMI İLE KARŞI KARŞIYA BIRAKABİLİR.
Kişiler, banka hesaplarının veya telefon hattı gibi kişiye özgü iletişim unsurlarının kullanımını, belirli bir menfaat elde ederek veya menfaat elde etmeksizin, kötü niyetli kişilere bırakmaları durumunda; siber dolandırıcılık, siber hırsızlık, yasa dışı bahis, suçtan kaynaklı malvarlığı değerlerini aklama ve hatta terör örgütüne finansman sağlanması gibi pek çok suçun şüphelisi olarak ceza tehdidi ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Esasında kişinin banka hesaplarının dolandırıcılık vb. suçlarda kullanılacağının bilerek mi veya bilmeden mi kullanımını 3. kişiye devrettiği hususu ceza tayini bakımından önemlidir. Örneğin, banka hesaplarının dolandırıcılık vb. suçlarda kullanılacağını bilerek kullanımını devreden kişilerin bu suçlara doğrudan iştirak ederek müşterek fail olarak cezalandırılacaklarına şüphe bulunmamakta. Ancak banka hesaplarının herhangi bir suçta kullanılacağını bilmeden, hatır veya başka bir nedenle kullanımlarının 3. Kişilere devredilmesi durumunda dahi ispat sorunları nedeniyle çok ciddi mağduriyetler yaşanacak ve hesaplarının kullanımını paylaşan bu kişiler ciddi miktarda hapis cezaları ile karşılaşılabilecektir.
Bu sebeplerle banka hesap bilgileri, bankacılık şifreleri, banka kartları ve kredi kartı gibi yalnızca kişinin adına ve kullanımına tahsis edilmiş olan bilgi ve kartların, TANIDIĞINIZ KİŞİLER DAHİ OLSA başkalarıyla kesinlikle paylaşılmaması gerekmektedir.
Not: Bu makalede verilen bilgiler genel bilgilerdir ve her durum için geçerli olmayabilir. Siber dolandırıcılık veya siber suçlarla ile ilgili danışmanlık almak için bir avukattan destek almanız önemlidir. Adana Avukat Mert Yaka’nın ofis adresini görüntülemek için tıklayınız.